Cumhuriyetin Doğum Günü ve Cemal Reşit Rey

Konserlerle yoğun geçen bir haftadan herkese merhaba. 

Bu hafta blog yazımda yine bir doğumgünü kutlaması yapmak istiyorum. Ama bu seferki bir insanın değil Cumhuriyet'in doğumgünü!

İyi Ki doğdun Türkiye Cumhuriyeti! 95. Yaşın kutlu olsun!




Geçtiğimiz haftalarda önce Suzuki'nin sonra da Aşık Veysel'in doğum günlerini kutlamıştık. Bu sayede onların hayat hikayelerini ve felsefelerini anlamaya çalışmıştık. Bu sefer ise bir Cumhuriyet'i anlamaya çalışacağız :) 

Cumhuriyet bayramı etkinlikleri denilince, bu ruhu yaşatan bir çok marş ve türkü gelir akla. Cumhuriyet marşı, vatan marşı, hoş gelişler ola bunlardan sadece birkaçı. Ancak bir marş var ki cumhuriyetin 10. yılı için bestelenmiş ve bir sembol haline gelmiştir. Evet doğru tahmin ettiniz Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel'in güftesi, Cemal Reşit Rey'in bestesi olan 10. yıl marşı. 

Ben de bu vesile ile 10. yıl marşını ve bestecisi olan Cemal Reşit Rey'i bu hafta bloga misafir etmeye karar verdim. Bestecinin yaşam öyküsünü araştırırken yine oldukça güzel bir kitap çıktı karşıma. Pan yayıncılığın biyografik öyküler dizisinde Aysel Gürmen'in anlatımı ve Saadet Ceylan'ın resimleri ile "Cemal Reşit Rey- Kuğu Kuşunun Şarkısı" incelenmeye değer.




Kitapta Cemal Reşit'in çocukluk yıllarına büyük yer verilmiş. Babasının Osmanlı saray ileri gelenlerinden olması nedeniyle yaşadığı köşk hayatı, eve gelen seçkin misafirler,  çocukluğunda gösterdiği üstün müzik yeteneği, aldığı dersler... 

Cemal Reşit, Birinci Dünya Savaşı öncesi ailesi Paris'e ve sonra da Cenevre'ye yerleşir. Cemal Reşit buralarda da müzik eğitimini büyük bir başarı ile sürdürür. Buradaki öğretmenlerinin onu bırakmak istemesine rağmen Cemal Reşit, birinci dünya savaşı sonrası tekrar İstanbul'a döner. 

İstanbul'da koservatuvardaki öğrencilere müzik dersleri verir. İlk yaylı çalgılar orkestrasını kurar. Müziğin yaygınlaşması ve gelişmesi için çeşitli kurumlarla çalışmalar yapar. Kendi bestelerinin yanında ağabeyi Ekrem Reşit'in yazdığı operetleri ve revüleri de besteler. Ünlü Lüküs Hayat operetine can veren de ta kendisidir!

Cemal Reşit Rey'in Cumhuriyet tarihine en büyük katkısı kuşkusuz dillerden düşmeyen 10. Yıl marşıdır. 

Cumhuriyetin 10. yıl kutlamaları için 1933'te bir marş yarışması düzenlenir. Cemal Reşit Rey, güftesi Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel'e ait olan şiir üzerine bir beste yapmaya karar verir. Uzun süre uğraşıp, herkesin coşku ile birlikte söyleyeceği bir marş oluşturmaya çalışır. Ancak ağabeyi Ekrem Reşit'e yaptığı çalışmayı bir türlü beğendiremez. Sonunda Cemal Bey'in aklına mehter ritmi gelir ve besteyi yapar. Herkesin rahatlıkla söyleyebileceği bir eser çıkar ortaya. 

Marşın günümüze kadar orkestra düzenlemelerinden popüler yorumlarına birçok versiyonu yapıldı. Ben sizinle piyanolu orjinal versiyonunu paylaşmak istiyorum. Dinlerken piyanodaki mehter ritmine kulak kabartmayı unutmayın...




Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk her alanda düşünce devrimi gerçekleştirdi. Müzik alanındaki düşüncelerinin de Sofya'da izlediği Opera sonrası şekillendiği çeşitli kaynaklarda aktarılır. O akşam yaşananları merak edenler buradaki linki takip ederek daha geniş bilgi edinebilirler. 

Atatürk'ün müzik konusunda bize aktardığı en önemli görüş kendi müziğimizin evrensel standartların da üzerine ulaştırılarak yükseltilmesidir. Cemal Reşit Rey de bu alanda çalışmalar yapmıştır. Türkiye'nin bütün bölgelerinin halk müziklerini ve ezgilerini bir araya getirerek "Türkiye" isimli on bölümlük bir senfonik şiir bestelemiştir. Bakalım siz dinlerken hangi türküleri duyacaksınız bu eserde :)



Çalışmalarıyla ünlü "Türk Beşleri" arasında yer alan Cemal Reşit Rey'in ismi anda da İstanbul'da bir konser salonuna verilmiştir. Bu salonda her hafta düzenli olarak konserler verilmektedir. 

Peki Cemal Reşit Rey'i anlatan kitaba neden kuğu kuşunun şarkısı denilmiş olabilir sizce? Yanıtı kitapta saklı ;)

Cumhuriyet, her alanda birçok başarıya destek verdi. Cemal Reşit Rey müzik alanında güzel eserler veren kişilerden yalnızca biri. Daha birçok isimsiz kahraman var. Ve günümüzde de dur durak bilmeden çalışan güzel kalpli insanlar var. 

Cumhuriyet'e hangi aşamalardan geçilerek ulaşıldığını bu hafta tekrar hatırlamakta fayda var. Bunun için bağlantıyı takip ederek 1.22.dakikadan sonra tarihçi Sinan Meydan'ı dinleyebilirsiniz. Ya da Atatürk'ün büyük eseri Nutuk'a bir göz atabilirsiniz.

Bu kitaplardaki olaylar ne olursa olsun, verdiği en büyük mesaj zorluklar konusunda yılmadan çalışmaya engelleri çözüme kavuşturmaya uğraşmak bence...

Bizi yıkmayan şey güçlendirir. Her yeni günde fiziksel, zihinsel ve ruhsal potansiyelimizi geliştiriyoruz... 

Haftaya görüşmek üzere...







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çok ÖZEL bir Hediye: Ses Dalgaları ile Sanat

Kemanda Akort Sistemleri ve Küresel Frekans Isınması

Prof. Şeyda Çilden'i Emekliliğe Uğurladık