Ubuntu: Ben'i BİZ yapan grup dersi oyunları
Yeni bir yıldan herkese merhaba :)
Geçtiğimiz yıl bu blog sayfasını oluşturmaya karar verdiğimde beni oyunun içine bu kadar alacağını tahmin etmemiştim. Size ve tabiki kendime de her zaman hayatı oyuna çevirecek ipuçları vermeye çalıştım. Oyun oynamaya başlayalı tam 35 hafta olmuş :) Tüm bu zaman boyunca sizlerden de çok güzel geribildirimler aldım. Bu gazla 2019 da da oyun oynamaya devam! :)
Hayat bir oyun ve istesek de istemesek de her birimiz bu oyunun içindeyiz. Bu oyunda başka oyuncular da var tabiki! Yüzyıllarca insanlık olarak oyunun bir çeşit yarış olduğunu düşündük. Olimpiyat oyunları gibi hep az sayıda kazanan ve çok sayıda kaybeden vardı. Kazandığımızda sevindik. Kaybettiğimizde ise yıkıldık. Güçlü olanlar küllerinden doğdular bir daha azimle yarıştılar. Ama bu döngü hep devam etti ve bu yarış algısı uzun yüzyıllar insan bilincini esir aldı. Afrika'da antropoloji üstüne çalışan bir bilim insanı yöredeki kabilenin çocuklarıyla bir oyun oynamak ister. Ağacın altına meyveler koyar ve koşarak bu meyvelere ulaşan kişinin ödül olarak meyveleri yeme hakkı kazanacağını söyler. Oyunun kuralları açıktır. Daha hızlı koş- birinci ol- meyveyi ye!
Ancak beklenmedik bir şey olur! Bir anda tüm çocuklar el ele tutuşur, birlikte koşarlar ve aynı anda ağaca ulaşırlar!
Antopolog neden böyle yaptıklarını sorar. Çocuklar bu yaptıklarının "Ubuntu" olduğunu söyler!
"Nasıl olur da diğerleri mutsuzken birimiz o ödülü yiyebiliriz ki?! Ben biz olduğumuz için benim!"
Ubuntu hakkında daha fazla bilgi için buradaki linke bir göz atabilirsiniz. İngilizce bilenler bu linke de göz atabilirler ;)
Bu muhteşem felsefe hayatımızın her anına uygulanabilir. Müzikte ubuntu'nun en güzel örneği orkestralardır. Herkes kendi çalgısını çalar ama hep birlikte bir uyum içinde o büyülü an paylaşılır. Bir orkestranın başarısı hep birlikte bu enerjiyi oluşturup yansıtabiliyor olmasından geçer.
Müzik eğitiminde ise bir orkestra olmadan önce birlikte çalmak, aynı anda tempoyu ve dinamikleri hissedebilmek ve daha birçok teknik konu üzerinde çalışmak için küçük çaplı grup çalışmaları yapılır. Grupta sadece müzik değil ubuntu da öğrenilir! Grubun başarısı herkesin başarısıdır çünkü!
İşte çalgı gruplarında bu başarıyı sağlayacak, grubun birlikte nefes almasını, birlikte yaşamasını kolaylaştıracak birkaç oyuna yer vermek istiyorum bu hafta... Bu oyunlar dramada ve grup psikodrama etkinliklerinde karşımıza çıkabilirler. Konu müzik olunca her alan birbiri ile ortak noktada birleşiyor...
Oyun yeri\ süresi\ katılımcı sayısı: Geniş bir mekan, ortalama 15 dakika, en çok 20 öğrenci.
Amaçlar: Bir yandan çalgı çalarken farklı şeylere dikkat ederek çalgıdaki gerginliği gidermek, tekrar sayısını arttırarak parçanın pekişmesini sağlamak, dikkat ve konsantrasyonu geliştirme, grupla ortak hareket edebilme aynı zamanda kavram ve kelime öğrenme.
Nasıl Oynanır?: Öğretmen öğrencilere hangi meyveleri bildiklerini sorar. Her öğrencinin bir meyve seçmesini sağlar. Öğrenciler daire olurlar. Çarpışma olmaması için arada yeterli mesafe bırakılır. Kendi çalma seviyelerine uygun bir parçayı çalmaya başlarlar. Bu sırada öğretmen ya da sınıftan seçilen bir ebe (sınıftaki bir veli de olabilir:) iki meyve ismi söyler. İsmi söylenen kişiler çalarken yürümeye başlar ve yer değiştirirler.
Kalabalık sınıflarda iki öğrenci aynı meyveyi seçebilir. Bu durumda ebe bir tek meyve söyler.
Ebe "meyve tabağı!" dediğinde tüm öğrenciler yer değiştirirler.
Kimse yer değiştiremedi diye elenmez! Yer değişikliği olana kadar parça çalınmaya devam eder :)
Oyun yeri\ süresi\ katılımcı sayısı: Geniş bir mekan, ortalama 10 dakika, en fazla 20 öğrenci.
Amaçlar: Birlikte hareket edebilme, kendini çalarak ifade edebilme, özgüven gelişimi, oyun içinde solo çalmaya hazırlık, olumlu performans psikolojisi geliştirme, performans kaygısı ile başa çıkabilme, dikkat ve konsantrasyon.
Nasıl Oynanır?: Öğrenciler iki kişilik takımlar oluştururlar. Öğrencilerden biri ayna olur. Ayna olan kişi diğer arkadaşının hareketlerini taklit eder.
Bu oyun önce kemansız oynanabilir. Sonra öğrenciler kemanlarını alırlar ve aynı parçayı birlikte çalmaya başlarlar. Ebe olan öğrenci parçayı farklı şekillerde çalabilir.
* Eğilip doğrularak,
* Çömelip kalkarak,
* Kemanını yukarı aşağı, sağa-sola hareket ettirerek,
* Tek ayak üstünde,
* Aynaya sırtını dönerek,
* Yayın sadece uç ya da topuk kısmını kullanarak,
* Pizzicato gibi farklı teknikler kullanarak
* Çok kuvvetli ya da hafif çalarak
* Daha hızlı ya da yavaş olarak vb. çalabilir. Ayna olan öğrenci de aynısını taklit etmeye çalışır. Ebe ve ayna olan öğrenci rol değiştirir.
Bu oyun bir ebe ve tüm sınıfın ayna olması ile de oynanabilir. Ebe olan öğrenci herkesin görebileceği şekilde ortada durur. Tüm sınıf parçayı aynı anda çalmaya başlar. Ebe kendince performansına çeşitli hareketler ekler ve tüm sınıf onu aynalar. Gönüllü tüm öğrenciler ebe olduktan sonra oyun biter.
Amaçlar: Müziksel işitme, taklit, ezgi tekrarı ve doğaçlama becerilerini geliştirme, konsantrasyon, etkili dinleme becerisi, duygu ve düşünce alışverişi.
Nasıl Oynanır?: Ayna oyununda olduğu gibi öğrenciler ikili takım olurlar. Öğrencilerden biri çalgısı ile kısa bir ses çıkarır. Bu ses herhangi bir nota olabileceği gibi bir ritim, bir efekt de olabilir. Ayna olan öğrenci de aynı sesi çıkarmaya çalışır. Ebe ve ayna olan öğrenci rol değiştirir.
Amaçlar: Bu oyun özellikle küçük çocuklara sırası gelince çalmayı, diğer arkadaşlarını dinlemeyi, müziği takip etmeyi, müziksel hafızasını geliştirmeyi öğretir.
Nasıl Oynanır?: Öğrencilerin çalma düzeylerine göre bir parça seçilir. Parçanın kaç notadan oluştuğu sorularak oyun başlar. Örneğin twinkle parçası la ile fa diyez arasında toplam 6 notadan oluşur.
Öğrenciler birkaç sıra oluşturacak şekilde bir daktilo gibi dizilirler. Her notayı temsil eden daktilo tuşu görevi yapmak üzere birer öğrenci seçilir. Herkes kendi notasının sırası gelince çalar. Bu sırada daktilo tuşu gibi aşağı inip kalkar :)
Parça bitince daktilo tuşları yer değiştirir. Önceden la tuşu olan şimdi mesela mi tuşu olur. Sınıf mevcuduna göre görev daktiloda görev almamış öğrenciler de sırayla katılırlar. Tüm öğrenciler görev aldıktan ve en az bir kez yerlerini değiştirdikten sonra oyun sona erer.
Umarım burada yer verdiğim oyunları siz de en kısa zamanda deneyip sonuçlarını benimle paylaşırsınız. Umarım bu oyunlar sayesinde her geçen gün daha çok birleşim ruhuna sahip olacağız...
Bu ruh bizim DNA sarmallarımızda saklı ;)
Ubuntu felsefesi Nazım Hikmet'in "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine!" dizelerinde hayat bulmuş bu topraklarda... Nazım'ın Davet'ine de kulak verelim.
Herkese özgürlük, barış ve oyun dolu bir 2019 diliyorum...
Geçtiğimiz yıl bu blog sayfasını oluşturmaya karar verdiğimde beni oyunun içine bu kadar alacağını tahmin etmemiştim. Size ve tabiki kendime de her zaman hayatı oyuna çevirecek ipuçları vermeye çalıştım. Oyun oynamaya başlayalı tam 35 hafta olmuş :) Tüm bu zaman boyunca sizlerden de çok güzel geribildirimler aldım. Bu gazla 2019 da da oyun oynamaya devam! :)
Hayat bir oyun ve istesek de istemesek de her birimiz bu oyunun içindeyiz. Bu oyunda başka oyuncular da var tabiki! Yüzyıllarca insanlık olarak oyunun bir çeşit yarış olduğunu düşündük. Olimpiyat oyunları gibi hep az sayıda kazanan ve çok sayıda kaybeden vardı. Kazandığımızda sevindik. Kaybettiğimizde ise yıkıldık. Güçlü olanlar küllerinden doğdular bir daha azimle yarıştılar. Ama bu döngü hep devam etti ve bu yarış algısı uzun yüzyıllar insan bilincini esir aldı. Afrika'da antropoloji üstüne çalışan bir bilim insanı yöredeki kabilenin çocuklarıyla bir oyun oynamak ister. Ağacın altına meyveler koyar ve koşarak bu meyvelere ulaşan kişinin ödül olarak meyveleri yeme hakkı kazanacağını söyler. Oyunun kuralları açıktır. Daha hızlı koş- birinci ol- meyveyi ye!
Ancak beklenmedik bir şey olur! Bir anda tüm çocuklar el ele tutuşur, birlikte koşarlar ve aynı anda ağaca ulaşırlar!
Antopolog neden böyle yaptıklarını sorar. Çocuklar bu yaptıklarının "Ubuntu" olduğunu söyler!
"Nasıl olur da diğerleri mutsuzken birimiz o ödülü yiyebiliriz ki?! Ben biz olduğumuz için benim!"
Ubuntu hakkında daha fazla bilgi için buradaki linke bir göz atabilirsiniz. İngilizce bilenler bu linke de göz atabilirler ;)
Bu muhteşem felsefe hayatımızın her anına uygulanabilir. Müzikte ubuntu'nun en güzel örneği orkestralardır. Herkes kendi çalgısını çalar ama hep birlikte bir uyum içinde o büyülü an paylaşılır. Bir orkestranın başarısı hep birlikte bu enerjiyi oluşturup yansıtabiliyor olmasından geçer.
Müzik eğitiminde ise bir orkestra olmadan önce birlikte çalmak, aynı anda tempoyu ve dinamikleri hissedebilmek ve daha birçok teknik konu üzerinde çalışmak için küçük çaplı grup çalışmaları yapılır. Grupta sadece müzik değil ubuntu da öğrenilir! Grubun başarısı herkesin başarısıdır çünkü!
İşte çalgı gruplarında bu başarıyı sağlayacak, grubun birlikte nefes almasını, birlikte yaşamasını kolaylaştıracak birkaç oyuna yer vermek istiyorum bu hafta... Bu oyunlar dramada ve grup psikodrama etkinliklerinde karşımıza çıkabilirler. Konu müzik olunca her alan birbiri ile ortak noktada birleşiyor...
1. Oyun: Meyve Tabağı
Oyun yeri\ süresi\ katılımcı sayısı: Geniş bir mekan, ortalama 15 dakika, en çok 20 öğrenci.
Amaçlar: Bir yandan çalgı çalarken farklı şeylere dikkat ederek çalgıdaki gerginliği gidermek, tekrar sayısını arttırarak parçanın pekişmesini sağlamak, dikkat ve konsantrasyonu geliştirme, grupla ortak hareket edebilme aynı zamanda kavram ve kelime öğrenme.
Nasıl Oynanır?: Öğretmen öğrencilere hangi meyveleri bildiklerini sorar. Her öğrencinin bir meyve seçmesini sağlar. Öğrenciler daire olurlar. Çarpışma olmaması için arada yeterli mesafe bırakılır. Kendi çalma seviyelerine uygun bir parçayı çalmaya başlarlar. Bu sırada öğretmen ya da sınıftan seçilen bir ebe (sınıftaki bir veli de olabilir:) iki meyve ismi söyler. İsmi söylenen kişiler çalarken yürümeye başlar ve yer değiştirirler.
Kalabalık sınıflarda iki öğrenci aynı meyveyi seçebilir. Bu durumda ebe bir tek meyve söyler.
Ebe "meyve tabağı!" dediğinde tüm öğrenciler yer değiştirirler.
Kimse yer değiştiremedi diye elenmez! Yer değişikliği olana kadar parça çalınmaya devam eder :)
2. Oyun: Ayna Oyunu
Oyun yeri\ süresi\ katılımcı sayısı: Geniş bir mekan, ortalama 10 dakika, en fazla 20 öğrenci.
Amaçlar: Birlikte hareket edebilme, kendini çalarak ifade edebilme, özgüven gelişimi, oyun içinde solo çalmaya hazırlık, olumlu performans psikolojisi geliştirme, performans kaygısı ile başa çıkabilme, dikkat ve konsantrasyon.
Nasıl Oynanır?: Öğrenciler iki kişilik takımlar oluştururlar. Öğrencilerden biri ayna olur. Ayna olan kişi diğer arkadaşının hareketlerini taklit eder.
Bu oyun önce kemansız oynanabilir. Sonra öğrenciler kemanlarını alırlar ve aynı parçayı birlikte çalmaya başlarlar. Ebe olan öğrenci parçayı farklı şekillerde çalabilir.
* Eğilip doğrularak,
* Çömelip kalkarak,
* Kemanını yukarı aşağı, sağa-sola hareket ettirerek,
* Tek ayak üstünde,
* Aynaya sırtını dönerek,
* Yayın sadece uç ya da topuk kısmını kullanarak,
* Pizzicato gibi farklı teknikler kullanarak
* Çok kuvvetli ya da hafif çalarak
* Daha hızlı ya da yavaş olarak vb. çalabilir. Ayna olan öğrenci de aynısını taklit etmeye çalışır. Ebe ve ayna olan öğrenci rol değiştirir.
Bu oyun bir ebe ve tüm sınıfın ayna olması ile de oynanabilir. Ebe olan öğrenci herkesin görebileceği şekilde ortada durur. Tüm sınıf parçayı aynı anda çalmaya başlar. Ebe kendince performansına çeşitli hareketler ekler ve tüm sınıf onu aynalar. Gönüllü tüm öğrenciler ebe olduktan sonra oyun biter.
3. Oyun:Yankı Oyunu
Oyun yeri\ süresi\ öğrenci sayısı: Geniş bir mekan, ortalama 15 dakika, en fazla 20 öğrenci.Amaçlar: Müziksel işitme, taklit, ezgi tekrarı ve doğaçlama becerilerini geliştirme, konsantrasyon, etkili dinleme becerisi, duygu ve düşünce alışverişi.
Nasıl Oynanır?: Ayna oyununda olduğu gibi öğrenciler ikili takım olurlar. Öğrencilerden biri çalgısı ile kısa bir ses çıkarır. Bu ses herhangi bir nota olabileceği gibi bir ritim, bir efekt de olabilir. Ayna olan öğrenci de aynı sesi çıkarmaya çalışır. Ebe ve ayna olan öğrenci rol değiştirir.
4. Oyun: Müzik Daktilosu
Oyun yeri\ süresi\ öğrenci sayısı: Geniş bir mekan, ortalama 15 dakika, en fazla 20 öğrenci.Amaçlar: Bu oyun özellikle küçük çocuklara sırası gelince çalmayı, diğer arkadaşlarını dinlemeyi, müziği takip etmeyi, müziksel hafızasını geliştirmeyi öğretir.
Nasıl Oynanır?: Öğrencilerin çalma düzeylerine göre bir parça seçilir. Parçanın kaç notadan oluştuğu sorularak oyun başlar. Örneğin twinkle parçası la ile fa diyez arasında toplam 6 notadan oluşur.
Öğrenciler birkaç sıra oluşturacak şekilde bir daktilo gibi dizilirler. Her notayı temsil eden daktilo tuşu görevi yapmak üzere birer öğrenci seçilir. Herkes kendi notasının sırası gelince çalar. Bu sırada daktilo tuşu gibi aşağı inip kalkar :)
Parça bitince daktilo tuşları yer değiştirir. Önceden la tuşu olan şimdi mesela mi tuşu olur. Sınıf mevcuduna göre görev daktiloda görev almamış öğrenciler de sırayla katılırlar. Tüm öğrenciler görev aldıktan ve en az bir kez yerlerini değiştirdikten sonra oyun sona erer.
Umarım burada yer verdiğim oyunları siz de en kısa zamanda deneyip sonuçlarını benimle paylaşırsınız. Umarım bu oyunlar sayesinde her geçen gün daha çok birleşim ruhuna sahip olacağız...
Bu ruh bizim DNA sarmallarımızda saklı ;)
Ubuntu felsefesi Nazım Hikmet'in "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine!" dizelerinde hayat bulmuş bu topraklarda... Nazım'ın Davet'ine de kulak verelim.
Herkese özgürlük, barış ve oyun dolu bir 2019 diliyorum...
Yorumlar
Yorum Gönder
Katkınız için teşekkürler :)